Haber

Bahçeli’nin ‘sırrı’ MHP için dönüm noktası mı?

MHP Genel Merkezi’nin Sinan Ateş cinayetindeki sessizliğine tepkiler sürüyor. 10 yıl İdeal Ocaklar’ın başkanlığını yapan ve örgütte sevildiği söylenen Ateş’in öldürülmesi davacılardan tepkilere neden olurken, örgütten de istifalar geldi. Davacıların cinayete karışmış olabileceği iddiaları gündeme gelirken, MHP’nin sessiz kalmasına tepkiler öfkeye dönüştü. Devlet Bahçeli’nin Sinan Ateş’in Ülkü Ocakları Başkanlığı’na atanma gerekçesini “O benim sırrım” diyerek açıklamaması da soru işaretlerini artırdı.

Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, “MHP için bir dönüm noktası mı?” Sinan Ateş başlıklı yazısında, ölümü sırasında ve sonrasında yaşananları şöyle değerlendirdi:

“Şimdi MHP çevresinde bir cinayet işlendi. MHP’ye bağlı İdeal Ocaklar’a 10 yıldır başkanlık yapan bir kişi yine Dava bağlantılı kişilerin karıştığı cinayette gün ortasında öldürüldü. Ocakları.

Açıkçası olayın kol kırılmış ve yende kalmış gibi değerlendirilmesi mümkün değil. T 24’ten Candan Yıldız ve Hazar Dost’un haberine göre, bir dönem MHP Bursa İl Başkan Yardımcılığı yapan eski polis memuru Turan Sancak Teşkilatı Lideri Halit Gökhan Gül, “Duyduğumda aklıma ilk gelen şey Uygulamanın çökmesi olayla ilgiliydi. Ülkü Ocakları’nın eski Başkanı’nı PKK bile vuramıyor. Bir Ocak başkanı hata yapar, çağrılır, dövülür, kırbaçlanır. Bunlar Ocak kültüründe. Ama ortada silah yok’ dedi.

Bir silah haline geldi.

MHP liderliği de bir süre sessiz kaldı. Her zamanki gibi herkes konuştu. MHP’yi eleştirenler de konuştu – bu açık bir siyasi tabanda kaçınılmazdır. Bursa’da cenaze töreninde toplanan binlerce kişi bozkurt işaretiyle bağırırken öfkeyi açıkça yansıtıyordu.

Ne isteniyordu?

10 yıldır liderlik yapan bir davacının neden öldürüldüğü öğrenilmek istendi.

Egemenliğine ‘elini öperek’ teslim olan Önder ne yapacaktı?

‘Önder. Ajans. Doktrin ne diyordu, lider ne yapacaktı, örgütün sorumluluğu neydi?

Örneğin Başkan, öldürülen eski İdeal Ocaklar Başkanı’nı neden görevden aldığını ‘O benim sırrım’ diyerek açıkladığında herkesin kalbini yatıştırmak mı gerekiyordu?

Burada örgütten biri anlamış ki ‘çağrılacaklar, dövülecekler, idam edilecekler’.

Şimdi MHP içinde Bahçeli’nin ‘benim sırrım’ dediği şeyi dikkate almayan çok kişi var. Bazıları ‘Bekle, ne olacak?’ kimisi ‘Liderin bir bildiği var’ diyecek, kimisi ‘Ne yaparsam yapayım, nereye gidersem gideyim’ diyerek saçını yolacak.

Bu tür yapılarda yaşanır bu acılar…

Bazılarında jeton hızla düşer, bazılarında ise yıllar sonra.

Diyorum ki, insanları normalleştirmemiz gerekiyor. Bir gün milyonlarca insan sokaklarda selam verdiğinde, liderler milletlerine ağır bir bedel öder gibi görünür ama hep geç kalınır.

Dağda iç infazlar oldu, bunları anlatmaktan çekinmeyiz. Ancak düzlükteki yapılarda ağrılar çok belirgin değildir.

Dostoyevski’nin Cin romanında da örgüt içi infazlar anlatılır. Önder’in (Neçayev) orada yaptığı her şeyi, arkadaşlarının infazlarını bile onaylayan “Erkel tipolojisini” bir yazıda anlattım.

Örgütlerin – kapalı yapıların cinayetlere ve ağır toplumsal maliyetlere yol açmadan normalleşmesi arzu edilecek bir şey. Herkesin silahlı olduğu bir ortamda bunun kolay olmadığı kesin.

Bahçeli Bey, davacıları sokaktan çeken lider olarak biliniyor. Ancak sokakta bir cinayet işlenmiştir ve bir ülkücü, üstelik dün davacıların ağabeyi olan bir ülkücü geride yetim çocuklar, kalbi kırık bir eş, çocuklarını ocağa teslim eden anne babalar bırakmıştır. çocuklar ve bugün cenazesini aldılar.

Bunun Avam Kamarası’ndaki öfkeli konuşmalarla bitmeyeceğini bilmek zor değil. Üstelik ‘sırrım’ sözü tüm olasılıkları açık bırakmışken…” (HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu