Ahmet Boyacıoğlu
Nice uçağı saat 16.00’da İstanbul’a indi ve telefon açılır açılmaz Fransa’dan şenlik dedikoduları geldi. Nuri Bilge Ceylan, ödül törenine Merve Dizdar ile birlikte davet edildi. Bu çok güzel bir haber çünkü 2011’den beri ödül yoksa sinema ekibi ödül törenine davet edilmiyor. Festival yönetimi bir anlamda “Bizim için bu kadar. Merve Dizdar’ın adının özellikle anılması ödül geleceğini haber veriyordu.
Merve Dizdar, “Kuru Otlar Üstüne”de doğuda küçük bir kasabada çalışan İngilizce öğretmeni Nuray’ı canlandırıyor. Sinemanın en dengeli karakteri, devrimci, açık sözlü. Katıldığı bir harekette bomba patlayarak bir bacağının diz altından kesilmesine neden oldu. Protezi var. Okulda birlikte çalıştığı diğer iki (erkek) öğretmenle özellikle sinemanın bir sahnesinde geçen diyalogları bence “Kuru Otlar”ın en farklı yanını oluşturuyor.
Filmi izlerken aklıma Erden Kıral’ın 1983 yılında çektiği “Hakkari’de Bir Mevsim” geldi. Aradan kırk yılı aşkın bir zaman geçti. Genco Erkal, doğuda kervanın durduğu ve yolların karla kapandığı bir köyde görev yapan bir öğretmeni oynuyor. Sinemamızın en kıymetli sinemalarından biridir. Berlin Sinema Festivali’nde dört ödül kazanan film, daha sonra Türkiye’de yasaklandı ve ancak yıllar sonra gösterilebildi. Acaba bu ülkede sinema ve öğretmen düşmanlığı ne zaman bitecek…
Bugüne geri dönelim. Beklediğimiz gibi Merve Dizdar 76. Cannes Film Festivali’nde En Uygun Kadın Oyuncu ödülünü aldı. Konuşmasını gayet yeterli Türkçe yaptı. Buraya tam olarak yazmakta fayda var:
“Heyecandan Türkçeyi unutmuş olabilirim. Komite üyelerine teşekkür ederim. Cannes Sinema Festivali’ne çok teşekkür ederim. Oyun arkadaşlarıma ve tüm ekibe çok teşekkür ederim. Senaristlerimize, herkese çok teşekkür ederim. A’dan Z’ye ama en önemlisi bana güvenip bu karakteri verdiği için ve Nuri Bilge Ceylan’a kendisiyle çalışma ayrıcalığı olduğu için teşekkür etmek istiyorum.Son olarak dün gece acaba ben mi diye düşünürken küçük bir yazı yazmıştım. bir ödül, bir hayal alabilirdi, izin verirseniz okumak isterim. ve bu uğurda bedel ödemek zorunda kalmış bir kadın. onu tanımak ve anlamak için çok çalışmak isterim. Ama ne yazık ki yaşadığım coğrafyada kadın olmak, doğduğum günden beri Nuray ve Nuraylar’ın duygularını ezbere bilmeyi gerektiriyor.Güç vermek için harekete geçen, layık görülenlerin önünde eğilmeyen tüm ablalarıma saygılar sunuyorum. bu uğurda her şeyini göze alan, ne olursa olsun ümidini kaybetmeyenlere ve hak ettiği güzel günleri Türkiye’de yaşamayı bekleyen tüm mücadeleci ruhlara.”
Teşekkürler Martha.
